Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ait belirsizlikler nedeniyle faaliyet gösterdiği bölgelerin ortalama büyüme iddiasını aşağı istikametli revize etti.
Bankanın büyüme öngörülerine ait yayımlanan raporda, ERBD’nin faaliyet gösterdiği bölgelerde 2020 yılına ait büyüme varsayımının 0,4 puanlık düşüşle yüzde eksi 3,9’a, 2021’e ait büyüme iddiasının de 1,2 puanlık azalışla yüzde 3,6’ya çekildiği belirtildi.
Raporda, Orta Asya’ya ait büyüme varsayımının bu yıl için 2,1 puanlık düşüşle yüzde eksi 3,3’e, 2021 için de 2,6 puanlık azalışla yüzde 3,2’ye revize edildiği kaydedildi.
Orta Avrupa ve Baltık ülkelerine yönelik büyüme varsayımının bu yıl için 0,1 puanlık düşüşle yüzde eksi 4,4’e, 2021 için de 1,1 puanlık azalışla yüzde 3,5’e çekildiği belirtilen raporda, Rusya’nın 2020’ye ait büyüme öngörüsünün yüzde eksi 4,5 ile sabit tutulduğu, 2021 için ise 1 puanlık düşüşle yüzde 3’e indirildiği aktarıldı.
EBRD raporunda, Güneydoğu Avrupa ülkelerine ait büyüme kestiriminin bu yıl için 1,7 puanlık azalışla yüzde eksi 6,5, 2021 için de 1,3 puanlık düşüşle yüzde 3,3’e çekildiği kaydedildi.
Raporda, Türkiye iktisadının 2020 yılına ait büyüme beklentisinin yüzde eksi 3,5 ile sabit tutulduğu, gelecek yıla yönelik büyüme beklentisinin ise 1 puanlık azalışla yüzde 5 düzeyine düşürüldüğü belirtildi.
– “Birçok iktisatta daralma global finans krizinden çok daha büyüktü”
EBRD Başekonomisti Beata Jovorcik, rapora ait değerlendirmesinde, “Bankanın faaliyet gösterdiği bölgelerdeki üretim bu yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 8,2 düzeyinde, sert formda geriledi. Birçok iktisatta ekonomik daralma global finans krizinden çok daha büyüktü.” sözlerini kullandı.
Jovarcik, salgın öncesindeki ekonomik bilgilere dönüşün fakat 2021 sonlarına hakikat olmasının beklendiğini kaydetti.
EBRD, “Faiz artışı kararı, yürekli bir adımdı”
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, Türkiye’de son öncü dataların iktisatta iyileşmenin başladığına işaret ettiğini belirterek, “Tahminlerimiz, bu yılın ikinci yarısında bu vakte kadar datalarda gördüğümüz artışın devam etmesini içeriyor.” dedi.
Kelly, EBRD’nin, faaliyette bulunduğu ülkelere ait büyüme iddialarını revize etmesinin akabinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm ekonomiler üzere Türk iktisadının de salgından etkilendiğini tabir etti.
Kelly, “(Türkiye’de) Iktisadın bu yıl yüzde 3,5 daraldıktan sonra 2021 yılında yüzde 5 düzeyinde büyüme göstermesini bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’ye ait son ekonomik göstergeleri pahalandıran Kelly, “Son öncü bilgiler iktisatta iyileşmenin başladığına işaret ediyor ve varsayımlarımız, bu yılın ikinci yarısında bu vakte kadar bilgilerde gördüğümüz artışın devam etmesini içeriyor. Türkiye, tüketimin itici gücüne sahip olan bir iktisat ve çabuk toparlanma eğilimi var. Bu yüzden de 2021 yılı için güçlü bir büyüme iddiamız var.” halinde konuştu.
Kelly, salgında muhtemel bir ikinci dalga nedeniyle önümüzdeki devirde toplumsal aralık önlemlerinin tekrar artırılmasının ekonomik toparlanmayı sekteye uğratabileceği ikazında bulundu.
– “Ticaretin istikamet değiştirmesi Türkiye için avantaj olabilir”
Roger Kelly, Türkiye’nin; salgının ekonomik tesirleri, Türk lirasının performansı, makroekonomik istikrar ve coğrafik riskler üzere potansiyel zorluklarla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Kelly, “Salgının Türkiye iktisadı için sunduğu birtakım fırsatlar da olabilir. Bilhassa şirketlerin tedarik zincirlerini kısaltmak istemesi nedeniyle ticaretin taraf değiştirmesi açısından… Türkiye’nin coğrafik pozisyonu, esnek imalat temeli, ticaretin merkeze yakınlaştırılması için fırsat sunabilir. Bilhassa AB ile yapılan ticaret açısından…” tabirlerini kullandı.
– “Faiz artışı kararı, bahadır bir adımdı”
Son devirdeki para siyaseti adımlarını da kıymetlendiren Kelly, şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın son 2 yıldır birinci kere faiz artırımına gitmesi, umuyorum ki yine makroekonomik istikrar konusuna odaklanılmasına ait bir işarettir. Siyaset yapıcılar için epey hassas vakitler… Toparlanma, hala kırılgan ve daha sürecin erken safhalarında. Bu manada faiz artışı kararı, yiğit bir adımdı. Umuyorum ki bu, otoritelerin toparlanma ve makro ekonomik istikrar ortasındaki uygun istikrarın korunması için gerekli siyaset adımlarını atmaya hazır oldukları konusunda bir işarettir.”
Bloomberg HT
