Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bursa Şehir Hastanesi’nde yaptığı açıklamada, Ziyaretleri tamamlayınca çalışma programına geçtik. 5 ayrı çalışma toplantısını tamamladıktan sonra bilgi vermek üzere huzurlarındayım. Bursa, Bilecik, Çanakkale, Yalova ve Balıkesir olmak üzere sağlık ekipleriyle biraraya geldik” dedi.
Bakan Koca, “Söyleyeceklerim salgının herhangi şeklinde tırmanışının bütün vatandaşları ilglendirecek niteliktedir. Bursa’da yaptığımız toplantının muhatabı 5 ve diğer illerimizdir. İstanbul buna dahildir. Salgın Anadolu’da ikinci zirve dönemindedir. Riskli bir tırmanışla karşılaşıyoruz. İlk piki büyük illerde 14 Nisan’da ikinci zirveyi Eylül’de yaşamıştık. Büyük illerimizde her iki zirve noktasından sonra tedbirlere sarılmış hızla sonuç almıştık. Ekim’in ikinci haftasından itibaren salgın karşısında öncekilerden daha ciddi sınavdayız. Virüsün bulaştığı kişilerin büyük kısmında belirti görünmemesi sevindiricidir. Salgın bize şunu öğretti virüsün yayılması daha fazla sayıda insanın hasta olması, hayatını kaybetmesi değil tüm hayatın sekteye uğramasadır. Salgına karşı verilen mücadele bütün hayatı koruma mücadelesidir” dedi.
Koca, Bursa’da 1 ay öncesine göre günlük vaka sayısı üç kat artmıştır. Bilecik’te vaka sayımız 2 kat arttı. Balıkesir, Yalova ve Çanakkale’de ise yüzde 50 oranında vaka artışı görüyoruz. Yatak kapasitelerimiz, Bursa’da 198 yatak ilave ediyoruz, doluluk oranımız yüzde 60, yoğun bakım yüzde 75. Balıkesir ilimizde 48 yatak daha arttırılma planları yaptık. Balıkesir’de yoğun bakım yüzde 61. Bilecik’te yatak doluluk oranımız yüzde 36, yoğun bakım yüzde 42″ şeklinde konuştu.
Bakan Koca konuşmasına şöyle devam etti:
Çanakkale’de 39 yatak daha ekliyoruz. Yatak doluluk yüzde 34, yoğun bakım yüzde 48.
Salgınla mücadelede önemli silahımız filyasyon ekiplerimizin yaptığı çalışmalar. Bu ekiplerimizin çalışmaları sayesinde şüphelileri tespit ediyoruz.
Bursa’da 463 olan filyasyon ekip sayımızı 700’e çıkarıyoruz. Balıkesir’de 203 filyasyon ekibimiz sahada. Çanakkale’de ekip sayısını 97’ye çıkarıyoruz.
Son olarak burada değerlendirmelerini yürüttüğümüz 5 ilimizdeki yatırım planlarımızı aktarmak isterim.
Sayın Cumhurbaşkanımızın hayalim diye ifade ettiği bu tesislerin ne kadar isabetli yatırımlar olduğunu hem Elazığ’da yaşadığımız deprem vesilesi ve Covid-19 vesilesiyle tekrar görmüş olduk.
Geçen yıl hizmete aldığımız Bursa Şehir Hastanemizde salgın döneminde bu yatırımın ne denli önemli olduğunu göstermiş oldu.
Bursa Devlet Hastanesi eski adıyla Memleket Hastanesi’nin sağlık hizmet sunumuna devam etmesini sağlayacağız. Birçok şehir hastanemizin açıldığı illerde olduğu gibi hizmet sunmaya devam edeceğiz. Bursalı hemşehrilerimizin hastaneye ulaşımı kolaylaştırılmak üzere metro ihalesi yapılacak.
Türkiye’de tek olan spastik çocuklar hastanemizi yenileyeceğiz. Balıkesir Sındırgı ve Gömeç ilçe devlet hastanelerimizin inşaatlarını bu yıl sonu tamamlayıp hizmete sunacağız. Bigadiç hastanesinin inşaatına başladık.
Susurluk devlet hastanemizin ihalesini tamamladık, inşaatına başlıyoruz. Edremit devlet hastanesi proje çalışmalarımız devam ediyor. Gökçeada devlet hastanemizin inşaatına devam ediyoruz.
Yalova’da devlet hastanemizin inşaatına geçen yıl başlamıştık, önümüzdeki yıl tamamlayacağız.
Bozüyük devlet hastanemizin inşaatı hızla devam ediyor, önümüzdeki yıl hizmete alacağız.
İstanbul’da mücadelenin önemi artarken günlük mücadelemizi nasıl sürdürmeliyiz? Herşeyden önce dışarıda geçirdiğimiz zamanı kontrollü olmalıyız. Dışarıya çıkmışsak, kalabalıktan uzak durmalıyız. Salgının bu devresinde asıl ciddi sınavı kalabalığa karşı vereceğiz. Evimiz dışında başkaları ile karşılaştığımız her ortamda maske takalım.
Salgın Anadolu’da ikinci zirve dönemine kış henüz gelmeden ulaştı. Tedbire boşverip seyri kendi haline bırakırsak kış hepimiz için yenilgi dönemi olur.
Salgına karşı yürüttüğümüz mücadele için bu salgından Balıkesir, Bilecik, Çanakkale ve Yalova sakinlerinden şimdiye dek verdikleri desteğin çok daha büyüğünü talep ediyorum. Bursa salgın boyunca gördüğü en riskli dönemi yaşıyor. Elbirliği ile yeni bulaşmaları, can kayıplarını önleyelim. Bilecik ilk zirveyi 10 Eylül’de yaşamıştı. Günlük vaka sayısı iki katına yaklaşmıştır. Zatürree oranının Türkiye üzerinde olmasıdır. Yayılımı önlemenin yolu teması azaltmak, kurallara uymaktır.
Yalova Nisan dönemine kıyasla günlük vaka sayısı yüzde 50 arttı, zatürre oranı yüksek. Bu kentimizden de daha güçlü mücadele bekliyoruz. Çanakkale’de yüzde 50 oranında artış ilk zirveye benziyor. Balıkesir ilk zirveyi Eylül başlarında yaşamıştı, yüzde 50 vaka artışı bekliyoruz. Bu il için vereceğim iyi haber zatürrenin düşmeye devam etmesidir. Hastalıktan uzak tutarak salgına set çekmek asıl önemli olandır. Sağlık ordumuzun gösterdiği çabayı tedbirlere uymak için her birimizin göstermesidir. Sizlere açık ve ısrarlı mesajım şudur; mücadelede halen tedbirlerden daha güçlü silahımız yok. Bu mücadele yayılmayı önleyerek kazanılır. Bu ise ancak ve ancak tedbirlere uymakla mümkündür.
Bu konu son günlerde çok konuşuldu. Grip aşısıyla ilgili bildiğiniz gibi 1 yıl sonrasının aşısı erken dönemde 1 yıl önceden, şimdiden sipariş etmeye çalışıyoruz. Bu yıl aşının siparişi geçen yıllara dayanır. Her yıl ortalama 1 milyon 350 bin dozdu. Dünyada grip aşısının arzı toplamda yüzde 20 oranında arttı. Pandemiyle birlikte grip aşısının önemi daha da artmış oldu. Özellikle bu dönemde grip aşısının herkese yapılabilmesi gerektiği kanaati giderek yaygınlık kazanıyor. Böyle bir durum sözkonusu değil, olamaz.
İlk 400 binini eczanelerimize verdik, önümüzdeki hafta da eczanelere göndermiş olacağız. Grip aşılarını daha da arttırmak için yoğun gayret içindeyiz. Bu sayının 2.4 milyona çıktığını söyleyebilirim. Bunu 3 milyona çıkarmak konusunda yoğun çaba içinde olduğunu ifade etmek istiyorum. Geçen yıla göre en az iki kat artmış olacak. Talebin fazla olduğu dönemde grip aşısını özellikle riskli olan kişilere yapmak gerekiyor. Bununla ilgili Bilim Kurulumuz çalışma yaptı. Kimlere öncelikle yapılması gerektiğini belirlemiş oldu. Özellikle riskli gebelere, 36 haftadan sonra olan gebelere, doğumdan sonra ilk 2 hafta içinde olanlara, 65 yaş üzerindeki kronik hastalığı olanlara, 5 yaş altı kronik hastalığı olan çocuklara, 5-65 yaş arası iki kronik hastalığı olan kişilere, sağlık çalışanlarımıza, organ nakli olan kişilere olmak üzere ilk planda bunun dağıtımını hedefleyerek planladık. Peyderpey gelen aşıyı bu çerçevede dağıtmış olacağız. Vatandaşlarımız e-nabız üzerinden riskli olmadığını görüp rahat düşünmemelidir. Sağlık çalışanlarımıza eczane üzerinden değil halk sağlığı üzerinden yapılıyor olacak. Devamında bizim özellikle artışını hedeflediğimiz daha fazla tedarik için yoğun gayret gösterdiğimiz aşı ile ilgili elimize geçtikçe kademelendirmeyi genişletmeyi düşünüyoruz. Telaşlanmayalım, bu dediğim çerçevede yaygın şekilde uygulamasının yapılacağını söylemek istiyorum. Bugünden riskli görülmeyen kişiler daha sonra kademelendirmeyle riskli kişi olabileceklerini ifade etmek istiyorum.
Kovid-19 enfeksiyonu ile birlikte grip olduğunda risk taşıyacak kişileri daha önemli olarak görüldü. Vatandaşım şundan emin olsun, dijital altyapı olarak çok güçlü bir altyapımız var. Bilgi işlem altyapımız herkesi kapsayacak bilgilerin yer aldığı bir altyapıya sahibiz. Bu anlamda endişe etmeyelim.
Feizer’in ve Çin snovak aşısının faz3 çalışmaları ülkemizde yapılmakta. Sanırım Kasım ayı sonunda bilgilenmemiz sözkonusu olmuş olur. Bağışıklık durumunun nasıl seyrettiğini daha net görebiliriz. Biz faz3 çalışmasına izin verirken daha çok aşıların ülkede ülkeye bölgesel farklılıklar gösterebileceğini, vatandaşımız üzerinde etkisini görerek erken dönemde aksiyon alma hedefi ile izin vermiştik. Sanırım Kasım sonrası belli olmuş olur. Ama Aralık’ta beklentimiz doğrultuda bu bağışıklık düzeyinin geliştiğine kanaat getirirse, bu aşılardan birini Türkiye’de uygulamayı düşünüyoruz. Muhtemelen Aralık’ta 5 milyon gibi bir aşılamayı yapabiliriz. Ocak ve Şubat içinde devam etmiş olur. Bizim yerli aşımız 16 çalışma devam ediyor. Sadece 1 tip değil hem Feizer benzeri hem Adeno dediğimiz rekonbinand aşılar hem virülansı azaltılmış aşılar olmak üzere. Bu çerçevede de gelecek hafta sonunda inaktif olan bir aşımızın stebilizasyon çalışmaları bitmiş oluyor. Yaklaşık 10 günden sonra bu arada seçilmiş olan kişileri, onların tetkikleriyle birlikte, 5 günlük karantina olacak ondan sonra faz1 çalışmasını başlatmış olacağız. Sanırım Mart ve Nisan gibi bir noktaya gelmiş olur. Aralık-Ocak-Şubat belki yurtdışından uygun gördüğümüz aşıyı uygulayabiliriz. Akabinde yerli aşımızın devreye girebileceğini söylemek istiyorum.
Bloomberg HT